Kentin müze binası en az şehrin geçmişi kadar önemli bir konuma sahiptir. Bu nedenle öncelikle binasının geçmiş tarihini incelemeye başlıyoruz. Bina, 19. Yüzyıl eserlerinden biri olan Halil Paşa Konağı’dır. Zemin kat ve 3 katın toplamından oluşan müze binasını Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Spoli malzemeler kullanılarak bina dikkat çekici bir hale getirilmiştir. Halil Paşa Konağı, yapımından bir dönem sonra ortaokul ve daha sonra da Kız Meslek Lisesi olarak kullanılmaya başlamıştır.
Şehirde yapılan arkeolojik kazı çalışmalarıyla müze ihtiyaç haline geldiğinde, 1988 yılında Kültür Bakanlığı’na tahsis edilmiş, gerekli restorasyon çalışmaları başlatılmış, yaklaşık 10 yıl kadar zaman sonra Atatürk Kültür Merkezi’nde faaliyet gösteren müzedeki eserler buradan taşınarak Halil Ağa Konağı’na getirilmiştir. Müzede; Grek, Roma, Bizans dönemlerine ait mezar taşları ve steller, pişmiş toprak amphoralar, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar ve takılar, pişirilmiş bazı eserler, Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri gibi arkeolojik değerler taşıyan eserler sergilenmektedir.
Müzenin birinci katında yukarıda saydığımız arkeolojik eserler sergilenirken, ikinci katında ise; etnografi eserler sergilenmektedir. Bunlar; Elpek (yöreye özel dokuma) kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar, takılar, mühürler tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden meydana gelmektedir.